8 Aralık 2015 Salı

Kutsal Kasenin Sırrı

               
İngiliz şifre uzmanları, Staffordshire bölgesindeki küçük bir anıtın üzerinde bulunan esrarengiz yazıttan yola çıkarak İsa'nın ‘Kutsal Kase'sinin yerini belirlediklerini iddia ettiler. İkinci Dünya Savaşı'nda Almanların şifreleme makinesi ‘Enigma'yı çözen Bletchley Park adlı merkezde görevli uzmanların bu keşfi yakında açıklamaları bekleniyor. İngiliz uzmanlar, Staffordshire bölgesinde bulunan ‘Çobanın Anıtı'nın üzerindeki harflerin sırrını çözebilmek için mayıs ayından beri çalışıyor. Anıtın üzerinde ‘D OUOSVAVV M' harfleri bulunuyor ve bu harflerin taşıdığı gizin insanları Kutsal Kase'nin yerine götüreceğine inanılıyor. Yaklaşık altı aydır bu harflerin sırrını çözmeye çalışan Bletchley Park'ın şifre kırıcılarının 250 yıllık gizi çözdüğü düşünülüyor.
shepherds_monument
Anıtın bulunduğu bölge, turist akınına uğrarken, dünyanın dört bir yanından deneyimli ve deneyimsiz şifre çözücüler de bu şifreyi çözebilmek için uğraşıyor. İngiltere'de bir parktaki anıt üzerinde bulunan şifrenin Hz. İsa'nın son akşam yemeğinde kullandığı ‘Kutsal Kase'nin yerini işaret ettiği yolundaki iddia büyük tartışma yarattı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanların ‘Enigma' şifresini çözen çift de tartışmaya katıldı. Anıtta yer alan izlerin Osmanlı denizcilik haritalarının izdüşümü olduğu ve ‘Kutsal Kase'nin yerini işaret ettiği de öne sürüldü. En çok da Amerikalı bir uzmanın geliştirdiği deşifre metodu ilgi gördü. Her şey geçen mayıs ayında Lord Lichfield'in atalarından kalma Staffordshire'deki malikanesinde bulunan Çoban Anıtı'nda yer alan 10 harfli şifrenin ne olduğunun bulunması için ödüllü bir yarışma açılmasıyla başladı.
Almanların efsanevi ‘Enigma' kodunu çözen Bletchley Park kriptografları da bu yarışa davet edildi. O zamandan beri şifrenin ne olduğuna dair çeşitli iddialar ortaya atıldı. Kase'yle İlgili Değil Yarışmayı açan Shugborough Hall'den Kerim Caddy çok sayıda teori üretildiğini şifreyi Kutsal Kase ve Osmanlı haritalarına dayandıran bir iddianın da gündeme geldiğini söyledi. Caddy ‘Bu teoriye göre izler muhtemelen Osmanlı haritalarının (Piri Reis'in haritaları olabilir) izdüşümü ve Kutsal Kase'ye işaret ediyor' dedi. Bugün 86 yaşında olan Oliver Lawn ve eşi Sheila İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanların şifrelerinin çözülmesi için çalıştılar. Şimdi de Çoban Anıtı'ndaki esrarı çözmenin peşindeler. Lawn bu şifre için ‘Enigma'dan bile daha zor' dedi. Eşi Sheila ise şifrenin Kutsal Kase ile ilgisi bulunmadığını dul kalan lord'un eşi için yazdırdığı duygusal bir cümle olduğunu öne sürüyor. Sheile'ya göre şifrenin çözümü latince ‘Optima Uxoris Optima Sororis Viddus Amantissimus Vovit Virtutibus' (En iyi eş en iyi kız kardeş seni en çok seven dul sadakat yemini eder) cümlesinin kısaltılmışı. Oliver Lawn ise ‘10 harfli bir şifre için minimum düzeyde çözülmüş bir şifreye sahip olmanız gerekiyor. Şifre yoksa 10 harfli bir kodu kesin bir şekilde çözmek mümkün değildir' diyor.
templiers
Kutsal Kâse, Türkiye'de olabilir mi? Nazilerin ünlü ‘Enigma' şifresini çözen Bletchley Park, kapılarını Türk basınında ilk kez Hürriyet'e açtı. Son günlerde Hz. İsa'nın Kutsal Kase'sinin aranması konusuyla da gündeme gelen Bletchley Park Vakfı Başkanı Christine Large; "Kutsal Kase'nin esrarını çözmek için Türk haritacılardan yardım bekliyoruz." dedi. Large'ye göre kase Türkiye'de olabilir. İkinci Dünya Savaşı'nda Nazilerin ünlü şifre makinesi ‘Enigma'yı çözerek ün yapan İngiliz şifre uzmanları çalışma merkezleri ‘Bletchley Park'ın kapılarını Türk basınında ilk kez Hürriyet'e açtı. Ünlü istihbarat merkezi günümüzde de Hıristiyan dünyasının kutsal eşyalarından Hazreti İsa'nın kasesinin bulunması için yaptığı çalışmalarla yeniden gündeme geldi.
Holy_Grail
1973 yılında bir şifre kırıcısının Fransa'da yayımladığı kitapla çok gizli faaliyetleri ortaya çıkan Londra'ya 90 kilometre mesafedeki Bletchley Park'ın başkanı Christine Large, savaş sırasında 10.000 kişinin çalıştığını söyledi. Türk Haritacılar Bletchley Park'ta görevli bir Amerikalı şifre uzmanının Kutsal Kase'nin sırrının çözülmesiyle ilgili yeni bir teori ortaya atmasıyla dünya basınının bilgi almak için peşinde koştuğu başkan Christine Large; "Amerikalı şifre kırıcısı kimliğini açıklamak istemiyor ve biz onun adına teorisini basına anlatıyoruz. Bir altı ay kadar daha yeni açıklamalarımız olacağını sanmıyorum." dedi. ‘Kutsal Kase'yi bugüne kadar İsrail Yunanistan sahiplendi. Sizin Amerikalı şifre uzmanının son teorisine göre ise Stafforshire bölgesindeki Çoban Anıtı Kutsal Kase'nin Kanada'da olduğuna işaret ediyor. "Kutsal Kase Türkiye'de olamaz mı?" sorusuna Christine Large şu cevabı verdi: "Kutsal Kase Türkiye'de de olabilir. Şu anda Amerika da olan bir şifre uzmanımız Shugborough Hall'deki Çoban Anıtı'nda bulunan işaretleri incelerken Osmanlı haritalarındaki yerlere bağlantı kurdu. Osmanlı denizcilik haritalarıyla ilgili teoriyi geliştiren iyi bir harita uzmanı profesyonel şifre kırıcısı değil fakat anıtın taş kısmı üzerindeki 1 2 3 rakamlarının Osmanlı haritasında Kutsal Kase'nin yerini gösterdiğini ileri sürerek katkıda bulundu.
stones23344525 generale

Yazının devamını web sitemizden okuyabilirsiniz.

5 Aralık 2015 Cumartesi

Cin Musallatı

Kutsal Kase


Sadece Bir Efsane mi? Kutsal Kase efsanesi, Batı Hıristiyanlığında en uzun soluklu efsanelerden biridir. Efsaneye göre Kutsal Kase, Hz. İsa'nın Yahudi ve Romalıların oluşturduğu askeri bir güç tarafından yakalanıp çarmıha gerilerek idam edilmesinden önce Havarileri ile yediği son akşam yemeğinde kullandığı veya çarmıh esnasında Aramatyalı Yusuf'un İsa'dan akan kanı doldurduğu ya da her ikisini de kapsayan; yani hem İsa'nın son akşam yemeğinde şarap içtiği hem de kanının doldurulduğu kasedir. İsa'nın kanının içinde bulunduğuna inanılan bu Kase, efsaneye göre Aramatyalı Yusuf tarafından asırlardır saklandığı İngiltere'ye götürülmüş ve etrafı boş arazilerle çevrili gizemli bir manastırda iyileşmeyen bir yaradan dolayı acı ve ıstırap çeken gizemli bir kral tarafından korunmaktadır. Bu Kasenin bulunması, Kral Arthur'un savaşlarının temel ilgi alanı olmuştur.

Kutsal Kase efsanesi ile ilgili ilk bilgiler, Chretien de Troyes'in "The Conte del Graal" (1180) (Kase Efsanesi) adlı romanında bulunmaktadır. Bu romanın ardından 60 yıl içinde (1180-1240) bu efsaneyle ilgili çoğu Fransızca olmak üzere çeşitli Batı dillerinde pek çok roman kaleme alınmıştır. Bu romanlar, efsaneyle ilgili aşağı yukarı aynı bilgileri ihtiva etmekteydi. Temelde bunlar ya Kutsal Kase'nin ortaya çıkarılması serüveni ve bu süreçte yaşanan olaylar ya da bizzat Kutsal Kase'nin tarihi ile ilgili bilgiler ihtiva etmektedir. Kutsal Kase efsanesi, 1240'lardan 1800'lü yılların başlarına kadar pek fazla gündemi meşgul etmemiştir. Ancak 19. yüzyılda orta-çağ tarihi ve efsaneleriyle ilgilenen batılı araştırmacılar sayesinde bu efsane tekrar başta romancılar olmak üzere tarihçi ve mitolojiyle ilgilenen araştırmacıların dikkatini çekmeye başlamıştır.
grail1939
Günümüzde ise Dan Brown'un yaklaşık iki yıldır en çok satan romanlar listesinin başında yer alan Da Vinci Şifresi adlı romanı ve Tapınak Şövalyeleri ile ilgili yazılan kitaplarla gündeme taşınan Kutsal Kase efsanesi son günlerde İngiliz şifre uzmanlarının, Staffordshire bölgesindeki küçük bir anıtın üzerinde bulunan esrarengiz yazıttan yola çıkarak İsa'nın ‘Kutsal Kase'sinin yerini belirledikleri ve bu yerinde ülkemiz sınırları içinde olduğunu iddialarıyla yeniden medyanın ilgi konusu olmaya başlamıştır. İşte biz de bu yazımızda bir Dinler Tarihi araştırmacısı olarak Kutsal Kase'nin gerçekte ne olduğu ve bunun ülkemiz sınırları içinde olup olamayacağını kısaca irdelemek istiyoruz. Bu bağlamda ilk önce Kutsal Kase'nin mahiyeti ile ilgili yukarıda anlattığımız efsanenin bir an doğru olduğunu yani Kasenin İsa'nın havarileriyle yediği son akşam yemeğinde kullandığı ve çarmıha gerilişi esnasında akan kanının içinde bulunduğu Kase olduğunu varsayalım.
isa
Kutsal Kase'nin tarih boyunca çeşitli efsanelere, savaşlara ve bitmek tükenmek bilmeyen sorulara sebebiyet verdiği gerçeğinden hareketle onun basitçe sadece İsa'nın kullandığı veya kanının içinde bulunduğu bir kadeh olmasının mantıklı olmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle Da Vinci Şifresinde ifade edildiği üzere Kutsal Kase'nin bir kadeh değil, İsa'nın neslini rahminde taşıyan Mecdeli Meryem'in rahmi olduğunu düşünüyoruz. Çünkü başta Roma Katolik Kilisesi ve diğer Hıristiyan Kiliselerinin iddiasının aksine Hz. İsa, Mecdelli Meryem ile evliydi ve muhtemelen bu evlilikten çocuğu vardı. Zira İsa'nın bekar olması mümkün değildi. Çünkü o bir Yahudi idi ve dönemindeki Yahudi geleneğine göre evlilik çağına gelmiş bir Yahudi'nin bekar kalması yasaktı. Eğer İsa, bu geleneğe aykırı davranarak evlenmemiş olsaydı İnciller mutlaka bundan bahseder ve normal olmayan bu bekarlığın açıklamasını yaparlardı.
History_AH_Is_There_Really_a_Holy_Grail_SF_HD_still_624x352
Nitekim Kutsal Kase ilgili anlatılan bazı efsanelerde İsa, yakalanıp öldürüleceğini anlayınca kendinden sonra öğretisini devam ettirmek için eşi ve neslinin taşıyıcısı olan Mecdelli Meryem'i seçmiş ve ona gerekli talimatları vermişti. Ancak Petrus, bir kadının arkasında ikinci sırada kalmak istemediği için cinsiyet ayırımcılığı yapmış ve Mecdelli Meryem'in İsa ile evli olmadığını, onun gerçekte bir fahişe olduğu tezini yayarak İsa'nın kilisesini kurmak için onu değil kendisini seçtiğini iddia etmiştir. Bunun üzerine Mecdelli Meryem çocuğunu da beraberine alarak Fransa'nın Gaul bölgesine göçmüş ve orada Merovenj sülalesinin kurucusu olmuştur. Dolayısıyla bu efsaneye göre Kutsal Kase, aslında İsa'nın havarileriyle yediği son akşam yemeğinde kullandığı veya çarmıh esnasında kanının doldurulduğu kadehi değil, Mecdelli Meryem'i yani İsa'nın soylu neslini taşıyan kadını sembolize etmektedir. Eğer Kutsal Kase, İsa'nın soylu neslinin taşıyıcısı olan Mecdelli Meryem'in rahmini temsil eden bir sembol ise o zaman bu sembol Hıristiyanlık tarihinde niçin hep bir sır olarak kalmaya devam etmiştir? Kanaatimizce bu sorunun yanıtını günümüz Hıristiyanlığının mimarı olan Pavlus'un teolojisinde ve Hıristiyanlığın Roma İmparatorluğunun resmi dini olarak kabul edildiği 4. yüzyıldan itibaren yaşanan gelişmelerde aramak gerekir.
388281-3-4-10966

Yazının devamını web sitemizden okuyabilirsiniz.

Kutsal Balıklar


Bu Balıklar Öldüğünde Defnediliyor Kutsal balıklar köy mezarlığına defnediliyor Malatyanın Arguvan ilçesine bağlı Kızık köyü sakinleri, kutsal olarak gördükleri balıklar için kurban kesiyor, öldüklerinde de, dualar eşliğinde köy mezarlığında toprağa veriyor. Kızık köyü Muhtarı İbrahim Boz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 700 yıl önce kurulan köydeki balıkların kutsal kabul edildiğini ifade ederek, içme su kaynağının bulunduğu yerde yapılan havuzlarda beslenen balıklardan "hastalara şifa, çocuğu olmayanlara da çocuk" dileğinde bulunulduğunu söyledi. Boz, balıkların kutsal kabul edilmesinin hikayesinin de ilginç olduğunu dile getirerek, şunları anlattı: "Zamanın birinde, köy muhtarı içme suyu olarak da kullanılan kaynaktaki balıkları alıp dışarı atmış. Ondan sonra muhtarın oğlu, kızı, hanımı ve kendisi bir yıl içinde vefat etmiş ve ailesinden kimse kalmamış. Bu olaydan sonra balıklar tekrar türemişler.

154085-kizik-koyu-kutsal-baliklar 163085_3
O günden beri bu olay köyde büyük bir yankı uyandırmış, hatta rüyalarında gördüğünü söyleyenler olmuştur. Köylü bu olayı kutsal kabul etmiş. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında birgün köylüler bu balıkların kayıp olduğunu, ertesi gün geldiğini ve balıkların sırtında yara izi olduğunu görmüşler." Çevre köylerden de balıkları görmek için gelenlerin olduğunu belirten Boz, balıkların başında kurban kestiklerini, çocuğu olmayanların çocuk, hasta olanlarında şifa dileğinde bulunduğunu kaydetti. Boz, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu balıkların içinde bulundukları suyu içerek veya evlerine su götürerek banyo yapıp, başta sara hastalığı olmak üzere bir çok hastalığa iyi geldiğine inanılmakta. Her cuma gecesi, çevre köylerden ve bizim köy de dahil olmak üzere insanlar burada toplanarak mum yakıp, dua ediyor. Ölen balıklar ise dualar eşliğinde köy mezarlığına defnediliyor." Öte yandan, Arguvan ilçesi Kaymakamı Mehmet Maraşlı Kızık köyündeki "kutsal balıkların" bulunduğu havuzlarda incelemelerde bulundu. Maraşlı, havuzların bakım ve onarımı ile çevre düzenlemesi için gerekli çalışmaların yapılacağını söyledi.
balik-kutsal2
Malatya'nın Arguvan ilçesine bağlı Kızık köyünde kutsal olduğuna inanılan balıklar öldüğünde kefenlenip cenaze töreni düzenlenerek köy mezarlığına defnediliyor. Kızık köyü merkezinde, su kaynağının olduğu yerde bulunan 2 havuzdaki balıklar, kutsal kabul ediliyor ve yenilmiyor. Köylüler, ölümleri halinde balıklar için cenaze merasimi düzenliyor. Ölen balıklar, diğer hayvanlar tarafından yenilmesin diye kefene sarılıp dualar eşliğinde köy mezarlığında toprağa veriliyor. Köylüler, taşlarla mezar düzenlemesi de yapıyor. Köydeki kadınlar yemek yedikleri kapları balıkların bulunduğu havuzlara hem balıkların beslenmeleri için hem de kaplarının temizlenmesi için bırakıyorlar. (Ramazan TAŞTAŞ - Anadolu Ajansı)

balik_cenaze-jpg20140124121707



30 Kasım 2015 Pazartesi

Kurukafa Ve Kemikler Cemiyeti

Kurukafa ve Kemikler (Skulls And Bones Society, SBS), Yale Üniversitesinde kurulmuş gizli bir cemiyettir. Resmi olarak “Russell Trust Association” olarak yapılanmıştır. 1832 yılında ABD’nin en eski üniversite cemiyeti olan Phi Beta Kappa üyesi William Huntington Russell ve Alphonso Taft tarafından kurulmuştur. 1992’ye kadar sadece erkekleri üyeliğe kabul etmiştir. Cemiyetin tüm faaliyetleri resmi olarak açıklanıyor olmasa da, üyelerinin kim olduğu kampüste genel olarak bilinmektedir. Yale Üniversitesindeki tek gizli cemiyet Kurukafa ve Kemikler de değildir.
Bones_logo

688dfddb0d1b94ac981516dc60063b11_1347994130
Bunun dışında Scroll and Key (Tomar ve Anahtar) ve Wolf’s Head (Kurt Kafası) cemiyetleri gibi yapılanmalar da bulunmaktadır. Cemiyete üçüncü yılın sonundaki öğrenciler üye olarak kabul edilmektedir. Her yıl 15 son sınıf öğrencisi tarafından bir sonraki dönemden 15 öğrenci seçilmektedir. 1970’lere kadar geleneksel olarak futbol ve kürek takımlarının kaptanları ve Yale Daily News dergisinin önde gelenleri cemiyete üye olarak alınmıştır. Cemiyetin özel inisiyasyon töreni vardır. Cemiyete alınan öğrenciler derneğin “tapınak” adını verdiği binada haftanın belirli günlerinde düzenli olarak toplanırlar. Üyelerin hepsini birer kod ismi vardır ve kendilerine Şovalye ünvanını verirler. Dünyanın geri kalanı ise doğal olarak barbarlardır. Binadaki saatler bilinçli olarak 5 dakika ileri ayarlanmıştır. Bununla Kurukafa ve Kemikler cemiyeti üyelerinin tüm dünyadan apayrı bir dünya oldukları sembolize edilmektedir. Bu cemiyet içinden üç ABD başkanı çıkmıştır.
booknsnakefoundersSkull and Bones Society
Cemiyet üyelerinin birbirlerini tanımaya yönelik özel işaretleri vardır. Son yüzyılda SBS üyeleri ABD'de en kilit noktalara gelmişlerdir. Bu cemiyete girebilmek için temel özellik; WASP olmaktır (Beyaz; Anglo Sakson ve Protestan). Başka ırka veya geçmişe mensup veya başka dinden olanlar bu yapıya giremez. Cemiyete girenlerin 6-7 kuşak öncesinden Anglo Sakson ve Protestan olmasına çok dikkat edilir. Bazı aileler jenerasyonlar boyunca bu cemiyetin üyesi olmuşlardır. ABD ve dünya çapında etkin ailelerden cemiyete üye verenlerden bazıları şunlardır: Whitney, Perkins, Stimson, Taft, Wasdworth, Gilman, Payne, Davison, Pillsburry, Sloane, Weyerhauser, Harriman, Rockefeller, Lord, Bundy, Phelps, ve Bush aileleri. Cemiyetin son 150 yılda 2500'den fazla üyesi olmuştur. Bu 2500 kişinin çok büyük bir bölümü önemli konumlara gelmiş kişilerdir. Bu yüzden, Kurukafa ve Kemikler cemiyeti dünyayı gizli bir ajandayla yöneten elit olma eleştirilerine muhataptır. Cemiyetin ünlü üyeleri şunlardır: Senatör Prescott Bush (George H.W. Bush’un babası) Başkan George H.W. Bush Başkan George W. Bush Başkan William H. Taft Senatör John Kerry Senatör David Boren Senatör John Heinz Yazar Archibald McLeish Akademisyen Robert McCallum Süper zengin William Draper William F. Buckley SEC Yönetim Kurulu Başkanı William Donaldson TIME yayıncısı Henry Luce W. Averell Harriman
skull_bones05_02-226x320 skullsandbonescollage Skull_and_Bones Skull and Bones Society f17ff412-e994-440d-8719-71e279e78d95.grid-6x2

Kurtadam Klanları


BLACK FURIES:
bu klanın en büyük özelliği tamamen dişilerden oluşmasıdır. Kabile içinde doğan erkek çocukları eski bir gelenek yüzünden çoğunlukla öldürülür. Erkeklere karşı çok önyargılı olan üyeler, kadınların Toprak Ana'yla özel bir bağı olduğuna inanırlar. Fenris'in çocukları ile aralarında çok eski ve çok güçlü bir düşmanlık vardır.
BONE GNAWERS:
İnsanların şehirlerinde varlığını sürdürebilmiş iki kabileden biridir. Genellikle şehirlerin fakir ve harap bölgelerinde sefalet içinde yaşarlar. Son derece kurnazdırlar. Fiziksel görünüşleri çok kötü, hatta acındırıcı olan bu kurtadamlar içlerinde Toprak Ana'nın şefkatini ve ezilmişlerin nefretini taşırlar.

288678
CHILDREN OF GAIA:
Garou (kurtadam) ların belki de en bilge klanıdır. Savaşın her zaman gerekli olmadığına, vahşeti kabullenmenin sadece düşmanın işine yarıyacağına inanırlar. Diğer bütün kabileler onları biraz pasif bulmakla beraber, iyileştirici ve birleştirici doğalarına saygı duyarlar.
FIANNA:
Ozanları ve hikayecileri ile bilinen bu klan ayrıca bir çok büyük savaşçı yetiştirmiş ve efsaneleştirmiştir. Şarkları ve hikayeleri kurtadamların unutulmuş tarihini içinde saklar.
İrlanda onların ata toprağıdır.
516633
GET OF FENRIS:
Eğer bir gün bir kurtadam kanlı pençeleriyle Wyrm'ı öldürmeyi başarırsa, bu kurtadam herhalde bir Get of Fenris olacaktır. Vahşi ve saldırgan olan kabile üyeleri, Wyrm'a karşı olan savaşın en ön saflarını işgal ederler. Hiç bir Get kavgadan geri çekilmez, onlar için hayatın değeri yoktur çünkü onlar ölümün bir başlangıç olduğuna inanırlar. Şunu da belirtmek lazım ki, bitmek bilmeyen nefretleri nordik kökenli bu kurtadamların bir çok hata yapmalarına sebep olmuştur.
GLASS WALKERS:
Glass Walker'ların doğal ortamı şehirdir. Uygarlıkla eskiden beri yakın bir bağı olan klan, diğer klanlar tarafından yoldan sapmakla ve toprağı terketmekle suçlanır. Onlar ise şehirleri orman, binaları ise ağaç olarak görürler. Gerçek olan bir şey varsa o da insan toplumu içinde güçlü konumda olan klan üyelerinin, Wyrm'ın başına büyük belalar açtıklarıdır.
185782
RED TALONS:
Red Talon'ların hepsi saf kurt ırkından gelir ve doğal olarak hepsi Lupus'tur. Sayıları son asırda çok azalan bu klan üyeleri insanlardan nefret ederler ve bu nefret haksız bir nefret değildir, sonuçta insanlar bu günkü durumu yaratmışlardır ve bazıları ölmeyi haketmektedirler. Ne yazık ki Red Talon'lar pek seçici değildirler...
SHADOW LORDS:
bu klanın büyük ideali, biraz klişe ancak, önce kurtdamları, sonrasında da dünyayı yönetmektir. Bu amaç için gereken her çeşit yola başvuran klan üyeleri, bu yolların bazen onları yozlaştırmasına pek aldırmazlar. Gölgelerden saldırmayı onursuz bulmazlar ve entrika çevirmeyi sanat haline getirmişlerdir. Bütün bunlar bir yana, asırlar süren çabaları sayesinde Shadow Lord'lar bir çok önemli savaşın kazanılmasını sağlamış, özellikle Doğu Avrupa' da vampirlerle yaptıkları mücadele kan emicilere önemli dersler vermiştir.
177101
SILENT STRIDERS:
Garouların gezginleri. Kökenleri Afrika ve Mısır'a uzanır. Bilinmeyen bir zamanda anayurtlarından ayrılan bu klanın üyeleri sürekli dünyayı (ve başka yerleri) dolaşırlar ve diğer kurtadamlara bilgi taşırlar,
hikaye anlatmayı en az Fianna'lar kadar severler. Bir Silent Strider gittiği her yerde saygı görür çünkü onların fedakarlığı ve çektikleri acılar diğer kurtadamlar arasında artık efsaneleşmiştir.
SILVER FANGS:
Her topluluğun yöneticileri, liderleri vardır. Silver Fang'ler Garou toplumunda bu boşluğu doldururlar. bu klan, soyu en köklü ve en eski kabiledir. Kurtadamların efsanevi fiziksel güzelliği ve yüceliği onlarda vücut bulur. Eski zamanlarda dünyayı kontrol edebilecek güce sahip klan, yapılan yanlışlar ve kaybedilen mücadeleler sonucu bu gücünün büyük bir kısmını yitirmiş ve bu günkü haline kavuşmuştur. Ne olursa olsun diğer bütün klanlar onların gücüne ve otoritesine hala saygı göstermektedirler.
114194
STARGAZERS:
Kurtadamların filozof klanıdır, çoğunlukla uzakdoğudan gelirler. Bilgelikleri ve iç dengelerini koruma yöntemleri diğer Garouların onlara saygı duymalarını için yeterlidir. Yalnız yaşamayı tercih ederler, belki de kimsenin onları dinlemeyeceğini ve anlamayacağını bildikleri için. Sürekli bir arayış içindedirler ama bu arayışları onlara dövüşmeyi unutturmamıştır.
UKTENA:
Amerika kökenli varlığını sürdüren iki klandan biridir. Kökleri Maya ve Azteklere dayanır fakat daha sonra Amerika kıtasına gelen asyalı ve afrikalıları da kabilelerine kabul etmişlerdir. Tüm Uktena'lar karanlık bir yol izler. Hiç bir Garou onların sırlarını tam olarak bilemez. Bilinen, onların Wyrm la özel bir savaşlarının olduğu ve bir şekilde onun karşısında bir bariyer olduklarıdır. Tabi ki düşmana bu kadar yakın olmak onlara karanlık bir taraf vermiş, diğer kurtadamlar tarafından dışlanmalarına
sebep olmuştur
178637
WENDIGO:
Amerikanın bu ikinci aktif klanıdır, kızılderili ırkından gelir. Topraklarını avrupadan gelen vampirlere kaptıran Wendigo'ların içinde hala kaybettikleri savaşın acısı vardır. Son derece gelenekçi olan bu klan, atalarının toprağını temizlemek için umutsuz bir savaş vermektedir. yabancılara karşı olan önyargıları bu güne kadar klanın saf kanını korumuşsa da, onları çok zorlu bir savaşın içine sürüklemiştir.
110051

KREMLİNDE HAYALET AVI


Rus Çarı Korkunç İvan`ın ruhu Kremlin`de ortaya çıktı. Putin`in ofisinde gezen ruh geri gönderilecek Rusya`nın başkenti Moskova`daki tarihi Kremlin Sarayı`nda son aylarda meydana gelen gizemli olaylar paniğe yol açtı. Kremlin`de çalışan görevliler,
Rus Çarı Korkunç İvan `ın ruhu Kremlin `de ortaya çıktı. Putin `in ofisinde gezen ruh geri gönderilecek
Rusya `nın başkenti Moskova `daki tarihi Kremlin Sarayı `nda son aylarda meydana gelen gizemli olaylar paniğe yol açtı. Kremlin`de çalışan görevliler, 16. Yüzyıl`da burada yaşamış olan ilk Rus Çarı olan `Korkunç İvan `ın hayaletinin sarayda gezindiğine inanıyor. Moskova halkı da, hayaletin özellikle Devlet Başkanı Vladimir Putin `in çalışma odasında geceleri hüküm sürmesi nedeniyle, Rus politikasını negatif enerjisi ile etkilemesinden endişe ediyor. Hayalet avcıları Putin`i, Korkunç İvan`ın gazabından korumak için harekete geçti. Hayaletin varlığına inanan ruh bilimci ve akademisyenler Putin`den ruhu kovmak için izin isteyecekler. Putin`in odasında eşyaların yer değiştirmesi gibi gizemli olayları dikkate alan ruh bilimciler İvan`ın ruhunu çağırıp ne istediğini öğrenmeye çalışacaklar.

18863399.jpg-r_640_600-b_1_D6D6D6-f_jpg-q_x-xxyxx

EN BÜYÜK TANIK AYNA
Moskova`da uzun bir süredir halkın dilinde olan `hayalet` olayını araştıran Alman Bild Gazetesi , bu konuda inceleme yapan Rus akademisyen Dr . Peter Goryaew ile görüştü. Söylentilerin ciddi olduğunu söyleyen Goryaew `Bu fenomenleri inceleyeceğiz. Çünkü bu tür hadiseler ülkenin politik gidişatını bile etkileyebilir` dedi. Goryaew, acımasızlığı ile bilinen `Korkunç İvan`ın eşyalarının bir kısmının Putin`in çalışma odasında olduğuna dikkat çekti. Goryaew, özellikle odada bulunan aynanın bir zamanlar burada yaşanan tarihe büyük tanıklık yapmış olduğunu, böylece geçmişteki enerjiyi hala üzerinde taşıdığını söyledi.
korkunc-ivan-musluman-miydi_o
KORKUNÇ İVAN KİMDİR
Rusya`nın ilk çarı olarak 16 Ocak 1547`de tahta çıkan IV. İvan acımasızlığı nedeniyle `Korkunç İvan` adını almış. Kendisine ihanet edenleri türlü acılarla öldürtmesi ile tanınan İvan, 8 yaşında annesi Elena zehirlenince öksüz kalmış ve hep kinle büyümüş. Kremlin Sarayı`nın içindeki St. Basil Katedrali`ni 1555-1560 yıllarında yaptırtan Korkunç İvan, bunun kadar güzel bir kubbe daha yapamasın diye Rus mimar Barma`nın gözlerini oydurmuştu.
ivan
Rus halkı tarafından kahraman ve devrimci olarak görülen İvan, ülkesinin toprak bütünlüğünü sağladıktan sonra Orta Asya `da yayılma politikaları izlemeye başlamıştı. Millet Meclisi oluşturan İvan aristokratların yetkilerini yasalarla kısıtlamıştı. İvan, Rusya`nın ilk gizli servisi Oprichniki`nin de kurucusudur.
Vasnetsov_Ioann_4

Dev Yılan Titanaboa

26 Kasım 2015 Perşembe

Kraken



Kraken Norvec ve Iceland civarinda yasadigi soylenen efsanevi bir canlidir. Efsanenin ilham kaynagi olarak boylari 13-15 metreye ulasan murekkep baliklari gosterilmektedir ama bu buyuklukte murekkep baliklari okyanus derinliklerinde yasarlar. 1780 ve 1890 yılları arasında gerçek olduğuda iddia edilir. hatta bazı fransızlar pasifik okyanusuna doğru giden gemilerinin bir daha dönemediklerini ve dönenlerin de gemiye dev bir ahtapotun saldırdığını iddia ederler ve fransızlar pasifik okyanusuna gidecek olan gemilerine canavar çıkar gitmeyin sakın diyerek uyarırlar . efsanesine göre ve gördüğünü iddia eden gemicilerin anlattıklarına göre kollarının uzunluğu 20 metre kafasının uzunluğu 10 metre toplamda 30 metre boyunda olan canavarın kollarının eni ise 15 metre kafasının eni ise 5 metre toplamda canavarın eni 20 metre yani canavarın boyu 30 metre eni ise 20 metredir .

tumblr_ma0bso8HFD1r5pjkqo1_1280The_Kraken kraken-lives-850x400
Titanik gemisinden kurtulanların söylediklerine göre titanik gemisi buz dağına çarparak batmadı bir ahtapot tarafından batırıldı denmesi efsaneyi daha da gerçekleştiriyor . pasifik okyanusunda batan gemilerden kurtulan kişiler ise tek bir kolunu geminin 10 metre tepesine çıkararak gemiyi tek bir koluyla batırdı ve mürettebatın çoğunu ilk önce boğarak ondan sonrada yutarak öldürdü denmesi de efsaneyi neredeyse gerçek kılmaktadır. ilk gerçek örneği 1895 yılında hawaii sahillerine vuran cansız bedeninin bulunmasıyla ortaya çıkmıştır ve bulunan bedeninin ölçüleri boyuda enide 30 metreye ve 20 metreye yakındır.
verne-attack tumblr_meqiizaftn1r6o9bmo1_500 the-kraken-existence2 the-kraken-existence5-550x309 mzl.oizostrz.320x480-75 kraken503 kraken1 Giant_octopus_attacks_ship ancestral_kraken_cover_by_kamikaye-d5d03n7 Colossal_octopus_by_Pierre_Denys_de_Montfort eca86ba0553013e93c5502